Merkez Bankası’nın rezervleri eriyor: Bir ayda ne kadar kayıp yaşandı?
Yabancı ülkelerin Merkez Bankalarıyla swap hattı kurma taleplerine olumsuz yanıt alan Türkiye, doları sabit tutmak için piyasaları fonlamaya devam ederken rezervlerinde de erime yaşıyor.
Merkez Bankası'nın resmi rezerv varlıkları haziranda bir önceki aya göre yüzde 5 azalarak 86,3 milyar dolara indi. Yıllık döviz yükümlülüğü ise 28 milyar dolara çıktı.
İktisatçı Mahfi Eğilmez, swap hariç Merkez Bankası'nın net rezervlerinin -8,8 milyar dolar olduğuna dikkat çekti.
Haziran sonu itibarıyla:
— Mahfi Eğilmez (@mahfiegilmez) July 28, 2020
TCMB Brüt Rezervi (Brüt döviz rezervleri + altın rezervi) : 90,2 milyar USD
Net Rezerv: 22,5 milyar USD
Swap hariç net rezervler: -8,8 milyar USD
Hesaplama şekli için bkz: https://t.co/W8hSqRZkl6
İktisatçı Mustafa Sönmez de Merkez Bankası'nın açıklamasını "swapla yapılan dolgu" olarak değerlendirdi.
TCMB açıkladı, swapla yapılan dolgu:
— Mustafa Sönmez (@mustfsnmz) July 28, 2020
“Merkez Bankası’nın yurt içi ve yurt dışı yerleşik bankalarla yapmış olduğu finansal türev işlemlerinden kaynaklanan net döviz ve altın yükümlülükleri 58,9 milyar ABD doları olup, söz konusu tutarın 15,5 milyar ABD doları bir ay vadelidir”..
Murat Kubilay da "Merkez Bankası'nın Haziran sonu swap sonrası net rezervleri -27 milyar dolar. Yani kasa ekside, fakat yükümlülükler ileri tarihli olduğu için kırılgan yapı sürdürülebiliyor. Tabii her ay daha da bozulmak kaydıyla. Bu veri en son 2002 başında eksi düzeydeydi" dedi.
Kubilay şu değerlendirmeleri yaptı:
"Esasında bu yapılanlar para politikası değil, hukuk işlese Danıştay'a başvurup TCMB'ye rahatlıkla geri adım attırabilirsiniz. Peki neden uzun vadede TL için bu kadar karamsarız? Çünkü en nihayetinde dış borçların ödenebilmesi için klasik merkez bankacılığına dönülmek zorunda.
İşte o zaman bu swapların kapatılması gerekecek, üstüne belirli bir miktar net rezerv de lazım. Düşünün ki piyasadan 60 milyar dolar alıp geleneksel politikaya geçmek isteseniz dolar kuru kaç olurdu? Tabii bu kadar basit değil. Faiz de artacak ve IMF anlaşması da olacak.
Ekonominin siyasetle iyi ve kötü tarafta bütünüyle ilişkili olduğu bir dönemdeyiz. Çok kez belirttiğim gibi 1 Temmuz itibarıyla yepyeni bir Türkiye ekonomisine girdik; önümüzdeki 1 yıl önce bunun sarsıntıları ardından da yıkımını yaşamakla geçireceğiz. Geriye dönüş artık yok!
Swap diye bir rezerv politikası yok. Bu yüzden de muhasebeleştirme standardı yok. Vade yapısına ve kaynağına bağlı olarak birbirine yakın farklı net rezerv hesaplamaları olabilir; bu farklar sonucu etkilemez."
Merkez Bankası'nın Haziran sonu swap sonrası net rezervleri -27 milyar dolar. Yani kasa ekside, fakat yükümlülükler ileri tarihli olduğu için kırılgan yapı sürdürülebiliyor. Tabii her ay daha da bozulmak kaydıyla. Bu veri en son 2002 başında eksi düzeydeydi. + pic.twitter.com/jG7hguP3sh
— Dr. M. Murat Kubilay (@mmkubilay) July 28, 2020
Merkez Bankası tarafından Haziran 2020 dönemine ilişkin “Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri” verileri yayımlandı. Buna göre haziran ayında döviz varlıkları yüzde 13,2 gerileyerek 45,8 milyar dolara inerken, altın cinsinden rezerv varlıklar yüzde 6,5 yükselişle 39,1 milyar dolara çıktı.
Merkez Bankası’ndan rezerv durumlarına ilişkin yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Vadesine bir yıl veya daha az kalmış Merkezi Yönetim ve Merkez Bankası’nın önceden belirlenmiş döviz çıkışları (döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduat işlemlerinden doğan yükümlülükler) bir önceki aya göre yüzde 4,4 azalarak 21,2 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Bu tutarın 16,3 milyar ABD doları anapara, 4,9 milyar ABD doları faizden oluşmaktadır. Ayrıca, Merkez Bankası’nın yurt içi ve yurt dışı yerleşik bankalarla yapmış olduğu finansal türev işlemlerinden kaynaklanan net döviz ve altın yükümlülükleri 58,9 milyar ABD doları olup, söz konusu tutarın 15,5 milyar ABD doları bir ay vadelidir.
Şarta bağlı döviz çıkışları, 1 yıl içinde ödenecek Hazine garantili dış borçlar ile diğer yükümlülüklerden (döviz ve altın cinsinden zorunlu karşılıklar bloke hesabı ve akreditifler) oluşmaktadır. Söz konusu yükümlülükler bir önceki aya göre yüzde 1 artarak 27,9 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.”