Muhalefetimiz 'sınırlarını iyi biliyor', esas sorun da orada - Yektan Türkyılmaz / Baskın Oran
Türkiye ve dünya gündeminde hareketli günler yaşanıyor. Bir yandan Taliban'ın Afganistan'da yönetimi ele geçirmesinin yankıları sürerken, diğer yandan Türkiye’ye gelen sığınmacılara dair tartışmalar yaşanıyor.
Geçtiğimiz günlerde, iktidarın Afganistan politikasını eleştirilen Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP), Ankara’daki genel merkez binasına Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafının bulunduğu ‘Sınır Namustur’ yazılı bir afiş asması, 'sınır' ve 'namus' tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar'ın modaretörlüğündeki Ahval Forum'da Prof Baskın Oran ve siyaset bilimci Yektan Türkyılmaz, bu güncel gelişmeler ışığında gündemi değerlendirdi.
Prof Baskın Oran, 26 Ağustos'ta yayınlanan "'Sınır namustur' üzerine düşünceler" başlıklı yazısında da değindiği CHP'nin pankartı ile alevlenen tartışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Politikanın her adımının tutarlı olmasının çok zor olduğunu kabul ediyorum, fakat tamamen tutarsızsa o zaman 'namus' riske girdi demektir, sınır kavramını biliyorsak eğer' yorumunu yapan Oran, şöyle devam etti:
"Belediyelerin en kötü zamanda deprem ve orman yangınları sırasında yardım toplamasını ve dağıtmasını engellediler. Şimdi, Ensar Vakfı'na - ki son derece tatsız olaylarla aklımızda kaldı, izinsiz yardım toplama hakkı veriliyor. Medyascope başta olmak üzere, bütün muhalif medyaya ve insan hakları savunucularına 'Yurtdışından fon alıyorsunuz' diye saldırıyorlar. Bir anlamda bunlara 'siz gavurların maşasısınız' deniliyor. Halbuki, AKP'lilerin yönettiği mülteci derneklerinin büyük çoğunluğu dış fonlar kullanıyor... Yani sırça köşkte oturuyorsan başkasının evine taş atmak çok tehlikelidir."
Kamu bankası Ziraat Bankası'nın Demirören Grubu'na Hürriyet başta olmak üzere Doğan Grubu'ndan alınan gazeteler için 750 milyon dolar verdiğini hatırlatan Oran, "Şu anda ekonomik olarak bu kredinin karşılığı sıfır," yorumunu yaparak şöyle devam etti:
"Hangi birine değinelim; örneğin din istismarının sınırı söz konusuysa 'namus' riske girdi demektir. Etnik veya dinsel bakımdan farklı vatandaşlara eşit muamelenin sınırı söz konusuysa 'namus' riske girdi demektir. 'Elazığ Cezaevi'nde kadınlar anlaşılmayan bir dilde halay çekti?' ne demek? Bu memlekette (nüfusa oranla) yüzde 18-20 Kürt var. Bunların dili hala mı anlaşılmaz? Neden sen devlet olarak Kürtçe kanal yayını yapıyorsun o zaman?"
Siyaset bilimci Yektan Türkyılmaz ise Türkiye'de 'dibi gelmez' bir amorflaşma olduğuna vurgu yaparak şunları şöyledi:
"Bir yandan bir retorik var; bir ecdat, devlet retoriği var. Hiç görmediğimiz kadar kuvvetli bir devlete tapma, devlet yüceltmesi, devlet fetişizmi var... Bu kadar pompalanan yabancı düşmanlığı, batı alerjisi içerisinde siz Amerikan devlet başkanı ile bir görüşme yapıyorsunuz, sizin yanınıza aldığınız tek kişi bir Amerikan vatandaşı. Geçmiş rejimlerle ilgili (AKP öncesi dönem) eleştirilerimizin nerede durduğu belli ama şunu biliyoruz ki en azından karşımızda bir işleyen, iyisiyle kötüsüyle bir tutarlığı olan bir mekanizma vardı. Bu mekanizmanın tümden berhava olduğunu görüyoruz. Burada, karşımızda olan rejime karşı bir muhalefet değil, rejimin muhalifi olan bir muhalefet."
'Rejime karşı muhalefet' olmakla, 'rejiminin muhalifi' olmak arasında temel bir fark olduğunu vurgulayan Türkyılmaz, bu farkı şöyle açıkladı:
"Bu fark, şu anda olup biteni 'normallik' içerisinde ele alıp almama farkıdır. Eğer şu anda yaşananları 'normal' kabul ediyorsanız ve bunların 'normal' bir şekilde son bulacağını düşünüyorsanız, o zaman rejimin çizdiği sınırlar içerisinde oyunu sürdürmekte bir beis görmemeye başlıyorsunuz demektir. Ne zaman ki Türkiye'de yaşananların normallikle tanımlanamayacağını ve herhangi bir çerçeveye konulamayacağını söylersiniz, 'rejime karşı muhalif' olmaya başlarsınız."
Özellikle 'Sınır namustur' pankartı ile birlikte muhalefetin, mevcut rejime arkasında duramayacağı bir malzeme verdiğini ileri süren Türkyılmaz, CHP'ye yönelik "Rejimin en çok sevdiği bu zenofobik, ayrımcı, dışlayıcı söylemi güya ona muhalefet etmek adına yeniden üretiyorsunuz' dedi.
Yayının tamamını izlemek için: